Pastırma Yazı’nın son günlük güneşlik günlerinden bir Kasım Çarşamba’sında, Şikar’dan yukarı kıvrıla kıvrıla çıkan yoldan Aktepe Tarlaları mevkiine geldiğimizde, karşımızda sırtını arkasındaki Kale, Köyünbaşı Taşı ve Tıhmirik tepelerine yaslanmış, güz güneşiyle ısınır bir halde bulduk, kar kadar pak Kardere’yi. Bütün evler hasretle, sanki yoldan gelecek sahiplerinin yolunu gözler gibi yola bakıyor gibiydi. Köye girdiğimizde kimsecikler gözükmüyordu ortalıkta. Neden sonra köyün kadim bekçilerinden Hasan VAROL ve Hüseyin KURT bulunup geldiler. Muhtarlık binasının yanındaki mail-i inhidam (yıkılmaya meyletmiş) bir binanın yanındaki boşluğa konulan birkaç sandalyeye oturduk, tercihimiz doğrultusunda. Hem hasbihal edelim, hem de istifade edelim güz güneşinden diye. Oturduğumuz yerden, aynı zamanda, köyün her daim nazar eylediği Sırıklı, Kurunlu Pınar ve Galaplı Tepelerinin üstündeki çizgiden ufku kaplayan Munzur’lar silsilesinin karla kaplı zirvelerinin manzarasını zevkle seyir imkanına da sahiptik.Biz sorduk, Hasan Emmi anlattı: ”Kemah’a 28 km olan köyü eskiden 60 haneydi. Şimdi ise yaz aylarında hayli artsa da, kış aylarında 25 hane kalıyor sürekli olarak. Köyün kalabalık zamanlarında 4000 keçi-koyun, 300 sığır ve her hanenin 2’şer katırı, kısrağı ve merkebi vardı. Haziran dedimi, Sorguz, Boğazınbaşı, Ağdaş’ın Önü ve Gülan Dağındaki Tozluca Yaylalarına çıkar 10. aya kadar kalırdık. Nerede o eski günler şimdi hayvan kalmadı köyümüzde Kaymakam Bey.” Köylerinin ismini, kar gibi pak manasına Kardere koymuşlar. Köyde Tataristan’dan gelme Tataroğulları, Azerbeycan’dan gelme Gündüzler, Çakarlar, Yenigünler, Bozdemirler sülaleleri varmış. Evlere şebeke olarak da dağıtımı yapılan içme suları Köşmer Dere’sinden geliyormuş. 1926 da açılan köyün ilkokulu 11 öğrencisiyle açık olup eğitim veriyor. Evler taş, kerpiç ve ahşabın birlikte kullanılmasıyla Bağdadi olarak inşa edilmiş. Maalesef köyün içinde bakımsızlıktan ve terkedilmişliğin hüznünden viraneye dönmüş eski evler ve haneler var. Köylüler, bu evlerin sahipleri gelip evlerine bakmıyorlarsa da, maddi-manevi bize her türlü yardım ve desteği yaparlar İstanbul’dan sağolsunlar diyorlar.
İstanbul’da şimdilerde 150 haneye ulaşan Kardere’liler 1951 de “Kardere Köyünü Kalkındırma Derneğini” kurmuşlar. Dernek Başkanı Orhan BOZDEMİR bu işin hakkını vererek, bundan öte gönlünü ve ömrünü bu köye vererek bıkmadan usanmadan hala çalışıyor ve çabalıyor.1959 dan beri bu sıfatını enerjisini muhafaza ediyor. Hele bu köylülerin, 6km mesafedeki Akpınar’ın suyunu, sulama suyu olarak getirmek için verdikleri bir uğraş varki, Sayın BOZDEMİR ve Deniz YÜCEL’den başlayarak herbiri bir Ferhad olup, dağları delmek uğruna da olsa bu suyu köyün üstündeki sırttan aşağı akıtmaya ahdetmiş. Hatta belki sırttan aşağı Akpınar’ın suyu aktığı gün, Şirin’in çeşmeye su doldurmaya geleceğine olan inancın aşkı ve muhabbetiyle bu işe gönül vermişler gibi.
Tabi İstanbul’daki bütün Kardereliler de yekvücut bir halde arkasında. Bunların bir de Kanada’lı Elizabeth Mac CALLUM adında bir hemşehrileri varmış. Erozyonla mücadeleye ve ağaçlandırmaya gönül veren bu insanı köylerine getirmişler. Dernek faaliyeti olarak da, köyün üstündeki 25 hektarlık araziyi orman sahası ilan ederek, 1962 de 60 000 badem, 7000 huş, 5000 çam, 1000 iğde ve 500 karaağaç dikmişler. 1965 de 15 000 çam, 7500 huş, 2500 akçaağaç daha dikmişler olup bugün yaklaşık 200 000 ağaç burada büyümekte va bir orman halini almak üzeredir. Zaten bir zamanlar buralarda büyük ağaçlarla ormanlar varmış. Eski bir hikayeye göre, bu mevkide bir kız, hasmından kendini kurtarmak için bir ağaca tırmanmış ve hiç yere ayak basmadan bir km öteden yere inmiş ve böylelikle tehlikeyi atlatmış.
Köyün Sınırları : (Y.Ihtik-A.Ihtik) Doğusu; Sarıtaş, Serhoş Mağarası, Sağırtaş, Sınır Deresi, Sivri Cendürek, Kaşmer Deresi, Sınır Gediği, Harabe Değirmen, Akpınar, Akkaş, Sırıklı, Sarısırt, Musani Çıralığı ve Gökkıra, Batısı; Atma Çayı, Deve Uçan, Kızıl Kıran, Salın Taş,Karaburun, Mollaoğlu Deresi, Baykuş Deresi, Mangik Yurdu, A.İhtik Odun Yolunu takiben Korkop Susuzu, Korkop Sığır yatağının Başındaki Karataş, Çağıllı Pınar, Kara Mehmet Deresi ve Ahik Yurdu, Kuzeyi; Bergisor Yaylasını takiben karşısındaki Büyüktaş, Diştaş, Davar Yatağı, Lafonun Taşı, Hasan Yaylası, Molla Ahmet Yaylası, Çoban Böğürden ve Hama Yaylasını takiben Şikonun Yaylası, Güneyi; Atma Çayı, Komtarla, Bozikoğlu Çukurunu takiben Fırat Göreneği ve Sarıtaş.
Yılmaz KURT
(1995-1997 Kemah Kaymakamı)
(1995-1997 Kemah Kaymakamı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder